Uzun zamandır bloglarda gördüğüm bu güzel görünümlü kurabiyeleri kahvaltıya gelen komşularım için denedim. Yapım aşamasında fotoğrafını çekme fırsatım olamdı. İki renk hamur hazırladıktan sonra minik yuvarlaklar yapıp papatya şeklinde dizdikten sonra elimizle hafifçe bastırıp birleşmesini sağlıyoruz. Zaten pişerken içindeki yağ eriyince birleşiyorlar. Ben kurabiyeleri 2 renk yaptım bir kısmı kakaolu, bir kısmı sade. Siz de hamuru ayırıp bu şekilde yapabilirsiniz. Kalan hamurla da bonibonlu kurabiye yaptım ama onun fotoğraflarını çekmeyi unutmuşum. Tekrar yaptığımda onlarında fotoğraflarını paylaşırım...

Malzemeler: 

 1 paket tereyağı
1 çay bardağı sıvıyağ
1,5 su bardağı pudra şekeri
2 yumurta
aldığı kadar un
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya
arzuya göre kakao
     
Yapılışı: Geniş bir kaba un ve kabartma tozu hariç bütün malzemeyi koyun,karıştırın.Bu karışıma azar azar un ve kabartma tozunu ekleyip yoğurun.Hamur toparlanınca seralayıp buzdolabında yarım saat kadar dinlendirditen sonra istediğiniz şekli verip pişirin. Afiyet Olsun...

 Geçen sabah komşularımla birlikte kahvaltı için toplanıp yukarıda gördüğünüz minik ekmekleri yaptık. Fotoğraf makinamı yanıma almadığım için cep telefonumla çektim ama net çıkmadı malesef. Aslında ekmeklerin yapımı çok kolay fırından 2 adet ekmeklik hamur alıp elimizle yuvarladıktan sonra üzerini suyla ıslatıp fırına verdik. Fırından çıkıncada tekrar hafifce ıslatıp sofra bezine sardık. Bezeleri ben yaptığım için şekil ve ölçüleri biraz farklı ama tadı çok güzeldi...

 Son yazımda bahsettiğim mikrodalga fırında pişirdiğim keki bu sefer Eminönü' nden aldığım kendinden yağlı kağıt kalıplara döktüm. Borcama döktüğüm aynı ölçülerde 22 adet çıktı. Tepsiye döküp bir anda sosunu boşaltmak daha kolay geliyor ama kağıtlara dökünce sunumu daha kolay ve güzel oluyor. Kağıt kalıplara dökünce pişirme süresi daha da kısaldı. Tepsiye dökünce 7-8 dk. da pişmişti bu sefer ise 4 dk. 'da kekler pişti. Hemen pişince bıçakla delip tatlı kaşığı ile sosunu döktüp. İlk döktüğüm sosu çekince iyice ıslanması için bir kez daha sosundan gezdirdim. Yine üzerine evdeki şeker hamurundan çiçekler yapıp süsledim. Aynı tarifi bu şekilde de deneyebilirsiniz.


      Bu aralar yeni favorim olan, saatlerce çırpmaya gerek kalmayan, 8dk. da pişen kekin tarifini vermek istiyorum. Geçen gün sabah kahvaltıya çağıran komşuma ve yeni bebeği olan komşuma 2 tepsi yapıp götürdüm. Çok pratik siz daha çıkan bulaşıkları yıkarken kek pişiyor. Son yaptığım kekin üzerini evdeki şeker hamurlarıyla süsledim. Görüntü olarak şık oldu.

Malzemler ve Yapılışı: 1,5 su bardağı süt - 1,5 su bardağı şeker - 2 tatlı kaşığı kakao - 1 pkt. vanilya bir kapta karıştırılır. Bu karışımdan 1 su bardağı ayrılır. Kalan malzemeye 2 yumurta - 1,5 su bardağı un - 1 pkt. kabartma tozu eklenip tekrar karıştırdıktan sonra yağladığımız küçük boy borcama döküp mikrodalga fırında 8dk. pişirilir. Kekimiz piştikten ayırdığımız sos üzerine dökülür. Sosu dökmeden önce kürdan yada bıçak yardımıyla kekin bazı yerlerine delikler açılırsa sos içine daha iyi çeker. Afiyet Olsun...


   İzmir'de annemle beraber yaptığımız bir tarifi sizlerle paylaşmak istiyorum. Çok pratik bir tarif. Yemeğimizin olmadığı bir günde hemen beş dakikada hazırlayıp fırına vermiştik. Zaten anne eli değince ne olsa tatlı geliyor. Bazı yemeklerin, hatta çoğunun tarifini annemden almama rağmen hiç bir zaman annemin yemekleri kadar lezzetli olmuyor. En basitinden tavuğu annem tavada hiç baharat koymadan o kadar lezzetli pişiriyor ki aynısını ben yaptığımda olmuyor. Sağolsun biz gittiğimizde annem mutfaktan çıkamıyor. Kahvaltıda, akşam yemeklerinde birbirinden lezzeti şeyler yapıyor. Bir de akşam çay faslımız var ki o da yemek gibi oluyor. Tatlılar, çerezler vs. 
 Ne zaman İzmir'den dönsem kilo almış mıyım diye tartılıyorum :)
Eşim de: "hatun ben kilo aldım sanki" diyor :) her ziyaretimiz sonrasında...

Evet gelelim tarifimize dediğim gibi çok pratik. Öyle tarife de gerek yok. Patlıcan, soğan, domatesi arzu ettiğiniz miktarda yıkayıp bıçakla 3'e 4'e ayırıyoruz. Sonra kıymamıza sadece tuz, kimyon, karabiber koyup karıştırdıktan sonra sebzelerimizin arasına dolduruyotuz, üzerine biraz zeytinyağı gezdirip, tepsinin ağzını folyo ile sardıktan sonra fırına veriyoruz. Pişmesine yakın folyoyu alıp üzeri kızarana kadar fırında bekletiyoruz.
 Ellerine sağlık anneciğimm...



Yağmurla geçen bir hafta sonundan sonra çok şükür ki bugün hava günlük güneşlik. Gerçekten havanın durumu insanı çok etkiliyor. Özellikle benim kapalı, yağmurlu havalarda sanki bütün enerjim bitiyor. Hiç bir şey yapmak istemiyorum.
Bu hafta sonu için aslında Emirgan korusuna laleleri görmeye, fotoğraf çekmeye gitmeyi planlamıştık ama havanın kötü olmasından dolayı gidemedik. İnşallah önümüzdeki hafta sonu hava güzel olur da o zaman gideriz.
 Pazar günü önünden sürekli geçtiğimiz ama hiç içine girmediğimiz Pendik/Marina'ya uğradık. Çok büyük bir yer değil ama güzel bazı mağazalar var. Biz gezerken Ülker Outlet'i keşfettik. Herhalde bundan sonra Ülker'lik alışverilerimiz oradan yaparız. Zira marketlere kıyasla çok fiyat farkı var ürünlerde. Nerdeyse herşey yarı fiyatına, çok uygun. Kıyafet Outlet görmüştüm ama böylesine bir yeri ilk defa gördüm :)

Evet şimdi de gelelim asıl resimlerini gördüğünüz kekimizin tarifine. Başlıkta da yazdığım gibi gerçekten yumuşacık bir kek oldu. İçindeki doğranmış elma kek'e farklı bir tat verdi.Herhangi bir tarife bağlı kalmadan kek malzemesinin demirbaşlarını( 4 yumurta, 1,5 su br. şeker) koyduktan sonra kendime göre malzemeler ekledim. İlk olarak 4 yumurta ve 1,5 su bardağı şekeri iyice çırptım. İçine yaklaşık 4 adet ince ince doğradığım elma, 1 tatlı kaşığı tarçın, 1 su bardağı yğurt ve yarım su bardağı sıvıyağ koyup biraz daha çırptım. daha sonra 3 su bardağı un ve 2 pkt. kabartma tozunu ekleyip karıştırdıktan sonra alttaki resimde gördüğünüz gibi yağlayığ, unladığım borcama döktüm. Üzerine tahin gezdirip, biraz da şeker serptikten sonra önceden ısıtığım fırında 25 dk. kadar pişirdim.



 Aslında keki böyle tepsi yerine, kek kalıplarında pişirmeyi daha çok seviyorum ama bu şekilde meyvalı, karışımlı kekler bazen kalıplarda içleri tam pişmiyor. Bende riske atmak istemediğim için tepsiye döktüm.

Afiyet Olsun...

Başka bir yazımda sizlere fırında yoğurt mayalandığını duyup, deneyince sonuçlarını yazacağımdan bahsetmiştim. Fırında mayalama derken fırının çalışması gibi bir durum yok, sadece içine yoğurdunuzu mayalayıp koyuyorsunuz ve kapağını kapatıyorsunuz.Geceden mayaladıysanız sabaha kadar dursun sabah olunca dolaba koyup dinlendirin.Fırın kapağı kapalı halde olunca içine hava almadığından üzerini örtmüş gibi oluyorsunuz. En güzel yanı mutfakta yada odanın bir köşesinde üzerinde yığınla örtülü şey olan bir kalabalığın olmaması. Ben ayrı ayrı iki kapta mayaladım yoğurdu. İşim acele olduğu için üzerine bez gibi bir şey kapatmadım ama resimde görüldüğü gibi buharlandı. Onun dışında sonuç gayet güzeldi.
Tavsiye edilir...



Merhabalar değerli takipçilerim....Zorunlu olarak biraz ara vermek durumunda kaldım. Abim'in nişanı için İzmir'e gitmem, dönüşümde beni bekleyen sınavlar derken bir müddet geçti. Nişan kurabiyelerinin resmini İzmir'den paylaşmıştım. Döndüğümde bilgisayarın başında çok vakit geçiremedim. Bu gün biraz zamanım olduğundan sizlere kurabiyeleri nasıl yaptığımı anlatmak istiyorum. Bu arada şu zamana kadar sitede en çok bakılan tarif bu olmuş, teşekkür ediyorum :)

 Aslında nişan kurabiyelerinden bir önceki yazımda sizlere Eminönündeki pasta malzemleri satılan yerler hakkında bilgi vermiştim, ama süpriz bozulmasın diye oralara neden gittiğimi, neler aldığımı yazamadım. Çünkü gidiş amacım nişan kurabiyesi için malzeme almaktı...

Abim'in nişan haberini alır almaz uzun zamandır internette hayran hayran baktığım o süslü kurabiyelerden yapmaya karar verdim. Tabi karar verdim vermesine de bu zamana kadar ne şeker hamuru görmüş, nede şeker hamuruyla yapılmış bir şey yemiştim :) Bir hafta boyunca internette araştırma yaptım, yapılmış örnekleri inceledim. İlk olarak bana lazım olacağını tahmin ettiğim malzemeleri not aldım. Malzemeleri almaya gittiğim de neler alacağımı biliyordum. Alışveriş yaptığım dükkandaki görevliyle de konuşup fotoğrafta görülen malzemeleri aldım.

 Malzemeleri Cumartesi günü aldım,Perşembe günü İzmir'e gideceğim için kurabiyeleri Çarşamba'dan yapmam lazım dı. Tabi ben Cumartesi'den Çarşambaya kadar bu 5 gün içerisinde şeker hamurunun yapısı bozulur diye paketini açmadım. Buu süre içinde acaba hamur nasıl? tadı güzel mi? yenilebilcek gibi mi ? vs. vs. vs. diye düşündüm durdum. Kurabiyeleri yapmadan bir gün önce sitesini takip ettiğim Didem Cafe'ye mail atıp nişan kurabiyesi yapmak istediğimi anlatıp bir kurabiye tarifi aldım. Çarşamba sabahı erkenden mutfağa girip önce şeker hamurlarının paketini açtım. Aldığım çiçek kalıbı, kalp desenli oklava, gül kalıbı, harf baskılarını deneyip merakımı giderdikten sonra biri kakaolu 2 si sade 3 ölçü kurabiye yoğurup, dinlenmesi için seralayıp dolaba attım. Bu sırada sağolsun komşum Vildan da yardıma geldi. Önce dolapta dinlenen kurabiyeleri oklavayla açıp, kalp kalıplarla kestikten sonra pişirdik. Bu süre haliyle uzun sürdü. Daha sonra kurabiyeler pişip soğuyunca süsleme faslına geçtik. Birimiz şeker hamurunu oklavayla açıp diğerimizde çiçekleri yapıştırma işini yaptık. Böyle böyle derken epeyce vakit geçti. Ben en son kurabiyeyi poşetine koyup kurdelayla bağlarken saat gece 1' e geliyordu. Bütün kurabiyeler paketlendikten sonra aldığım kalpli kutunun içine hepsini tek tek yerleştirdim. Büyükçe bir karton çantanın içine koyup giderken telaşla unutmayalım diye kapının yanına koydum. Uçağa binerken el bagajı olarak yanımıza aldıktan sonra sağ selamet kurabiyeleri İzmir'e ulaştırdık. Tabi görenler çok şaşırdı, herkes bunu sen mi yaptın ? Nasıl kıyıpta yiyeceğiz bunları diye sordu.
 Velhasıl biraz zahmetli de olsa çiftimizin ve görenlerin mutluluğu bütün yorgunluğa değdi...
Bu arada çok da mütevazi olamayacağım; ilk deneyime ve hiç kursa gitmeme rağmen sonuç güzeldi :)


Son olarak bana yardımcı olan komşum için yaptığımız kurabiyeler..


Bu da bizim kurabiyemiz :)



Abim'in Nişan'ı İçin Yaptığım Kurabiyeler....
 Şimdi sizleri ilk defa denediğim ama çok güzel tepkiler aldığım nişan kurabiyelerinin fotoğraflarıyla başbaşa bırakıyorum..
 Yapım  aşamaları ve ayrıntılar bir sonraki yazıda...












   
    Cumartesi günü adını çok duyduğum Eminönü'ndeki pasta malzemeleri satan yerleri gezme imkanım oldu. Sürekli diğer sitelerde malzemeleri Eminönü'nden aldıklarını yazıyorlardı. Tesadüf eseri kaybolarak biz de o sokakları bulduk. Dükkanlarda aklınıza gelebilecek her türlü malzeme var. Benim internette gördüğüm sadece profesyonellerin yaptığı ve ulaşabildiğini zannettiğim malzemeleri rahatça alabiliyorsunuz. Bir çok malzemenin fiyatı da uygun. Birde aldığınız bir takım malzemeleri sürekli kullanıyorsunuz. Bazı şeyleri almayı planlıyordum ama o kadar çeşit vardı ki bakarken neler alacağımı da unuttum.İhtiyacım olan bir kaç malzeme aldım inş. ilerleyen günlerde yaptığım şeylerle birlikte aldığım malzemeleri ve nasıl kullandığımı da paylaşacağım. Hasırcılar caddesi denilen yerde epeyce dükkan var. Alışveriş yapmadan önce gezip fiyat araştırması yapmakta fayda var. Şimdi benim alışveriş yaptığım dükkandan çektiğim bazı fotoğrafları paylaşmak istiyorum:

(fotoğraların üzerine tıklayıp büyük hallerini görebilirsiniz)














“Öyleyse Sen Sevdiğinle Beraber Olacaksın.”

(Ey Resûlüm!) De ki: “Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayan ve merhamet edendir.”.(3/31)

Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (sas.) buyurdular ki:
“Ümmetim içinde beni en çok sevenlerin bir kısmı benden sonra gelenler arasından çıkacaktır. Onlar beni görebilmek için mallarını ve âilelerini fedâ etmek isteyeceklerdir.” (Müslim, Cennet, 12)


Enes bin Malik (r.a) anlatıyor: Rasûlullâh (sas.) Efendimiz’e bir adam geldi ve:
“– Yâ Rasûlallâh! kıyâmet ne zamandır?” dedi.
Efendimiz (sas.):
“– Kıyamet için ne hazırladın?” diye sorunca o da:
“– Allâh ve Rasûlü’nün muhabbetini…” cevabını verdi.
Bunun üzerine Rasûl-i Ekrem (sas.) Efendimiz:
Öyleyse sen sevdiğinle beraber olacaksın.” buyurdular.


Enes (r.a) bu rivâyetin devâmında der ki:
“İslâm’a girmekten başka hiçbir şey bizi Allâh(C.C)’ın Nebîsi’nin “Muhakkak sen sevdiğinle berabersin.” sözü kadar sevindirmemiştir.
İşte ben de Allâh (C.C)’ı, O’nun Rasûlünü, Ebû Bekr’i ve Ömer’i seviyorum ve -her ne kadar onların yaptıkları amelleri yapamadıysam da- onlarla beraber olmayı umuyorum.”
(www.zinde.info)


    Çorbalar içerisinde en sevdiğim çorba diyebiliriz ekşili köfte için...Yapımı biraz uğraştırdığı için her zaman yapamıyorum.
 Geçen akşam gelen misafirlerime değişik bir çorba yapayım derken bu çorbaya karar verdim.
 Bir şey yaparken tarif soracaksam eğer önce annemi ararım eğer anneme ulaşamassam da en küçük teyzemden alırım tarifi.
 Bunu yaparken tekrar hatırlamak için annemi aradığımda ulaşamayınca teyzemi arayıp tarifi tazeledim.     
Bir ara yaparken diğer yemeklerim yetişmeyecek korkusuyla daha kolay bir çorba seçmediğime pişman olsam da yiyenlerin hoşuna gidince uğraştığıma değdi.
 Önceden yaptıklarımda kıymanın içine soğan ve maydanoz da koyuyordum ama pişerken dağılıyordu. 
 Bu sefer kıyma içine sadece pirinç,baharat,tuz,1 yumurta koyup iyice yoğurduktan sonra bir tepsiye un serptim.
Kıymadan minik minik toplar yaptıktan sonra her tarafı una buladım.
Bu işlem bittikten sonra tencerede 1 yemek kaşığı kadar tereyağını erittikten sonra tencerenin yarısına kadar su doldurup kaynattım.
 Kaynayınca minik köfteleri tek tek kaynayan suya atıp tuz ve biraz limon suyunu da ekledikten sonra pişmesini bekledim.
 Çorbanın kıvamı duru gelince 1 yemek kaşığı unu eritip çorbaya ekleyip kaynatmaya devam ettim.
Köfteler pişince nane serpip ocağı kapattım.
Tam ölçü yok ama sizde yapacağınız miktara göre ayarlayabilirsiniz. İsterseniz terbiyesini yoğurtla da hazırlayabilirsiniz öyle de güzel oluyor.

Afiyet Olsun...